27 Mayıs 2018

Duvar Dibi

Fotoğraf: Sırrı Tiryaki 
Fotoğraf: Asil Kılıççı
Akçaköy - Barak Ovası


Fotoğraf: Asil Kılıççı
Fotoğraf: Nihal Kadıoğlu
Hepimiz kerpiç bir damız bu âlemde, bir zamanlar şen şakrakken sonunda yalnız ve virane...

Yine de kopamazsın bir türlü toprağından, kerpiç damlardan, lastik ayakkabılardan, demir beşikten, kazma kürekten, kundaktan, derme çatma ahşap kapılardan, kesmikten, ambardan ve o emek dolu ağıllardan...

Gün gelir bir fotoğraf yeter tüm o geçmişi bir anlık diriltmeye ve yüzleri üşüşür dimağına hatıralarda kalanların...
Fotoğraf: Kadir Deliaslan
Fotoğraf: Nihal Kadıoğlu

Neticede duvar dipleri taşrada sığınağıdır insanın işte, her köşebaşı apayrı bir dünyadır.

Sonra toprak damlar ve duvarlar vardı. Misal, ‘Kellim Buçuk’ bazı kalın kerpiç duvarlar için kullanılırdı. Bu tür duvarlar örülürken kerpiçler, bir yanlamasına, bir uzunlamasına olacak şekilde aynı hizada dizilirmiş. Anlatılanlara göre, bir 'gor'a (dizi) iki adet yanlamasına kerpiç konulduğu da olurmuş, haliyle o duvar daha kalın olurmuş. Kerpiç dayanaksız bir yapı malzemesi olduğundan duvarların kalın olması gerekirdi.
Barak Kadını
Ahmediye (Turuncu Başlık) Barak'ın simgelerindendir.
Dövün (Dövme) ise çok eski ve kaybolmuş bir Barak geleneğidir.
(Fotoğraf: Hasan Yelken)
Ayrıca kerpiç damları tutan direklerin desteklediği hasırlar arasından sızan toprak, içinde yaşayanların sofrasına, yemeğine, yatağına yorganına, halısına başına serpişip dururdu arada o zamanlar. Çoğuna göre bir eziyet ve rahatsızlık olan bu toprak döküntüleri, kim bilir belki de içinde yaşayanlar için toprak ile bütünleştiren bir şeydi.
Barak'ta, akşam ekmeği vaktinde bir gün daha biterken...
(Fotoğraf: M. Ertan Tiryaki)

14 Mayıs 2018

Köy Otobüsü

Gaziantep’te 1980’li ve 1990’lı yıllarda ortaokul ve liseyi okurken Barakeli’ndeki köyümüz ile en önemli ulaşım araçlarının başında köy otobüsleri gelirdi. 'Gara’nın, Derde’nin ve Vahdettin’in diye anılan eski Leyland, Mercedes 302 ve 50 NC’den bozma tozlu otobüsleri çok iyi hatırlıyorum hâlâ. Neyse mevzumuz bu değil aslında şimdi. İşte bu köy otobüsleri o zaman şu tepenin ardından kalkardı. ‘Köylü garajı’ denirdi ahali arasında otobüslerin kalktığı muhite. O zamanlar, civarda yolcu taşımacılığı yapan büyük araçların gerçekten yoğun olarak kullandığı bir uğrak yeriydi orası.

Aşağıdaki fotoğrafta hemen dikkat çeken bina, meşhur Şıra Hanı’nın 1890’lı yıllardaki görüntüsüymüş. Hanın arkasındaki mezarlığın yerinde hal ve toptancılar vardı 1990’larda. Gerçi toptancılar hâlâ var sanırım. İşte Şıra Hanı’nın yanından, halın oradan köy otobüsüne, köye veya hale doğru geçerken yolun kenarındaki yeşil boyalı bir mezar hep dikkatimi çekerdi o vakitler. ‘Ne işi var acaba burada?' diye düşünürdüm yatırı andıran bu mezar için. Meğerse asıl bizim ne işimiz varmış orada, aslında orası eski bir mezarlıkmış ve bir tek o mezar kalmış geriye, artık neyse hikmeti. İnsan ‘garip’ bir mahluk vesselam.
Şıra Hanı, Gaziantep, 1890

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...