21 Mart 2018

Mırrık

Sanırım ortaokul üçteydim. Yine köyden Gaziantep'e bir köy otobüsü yolculuğu öncesinde, Gılcan'da, kerpiç bir duvarın dibinde otobüs bekliyorduk. Bizim köy, Gaziantep-Karkamış arasındaki asfalt yola iki üç kilometre mesafedeydi. Bu uzaklık hâlâ aynı ama şimdilerde çoğu köy yolu asfalt oldu bütün. Yollarımız hâlâ dar ancak asfalt artık. Haliyle Gaziantep'e o dönem tek başına gidişlerimiz, genelde asfalt yoldan çıkmayan köy otobüsleri ile olurdu. O iki üç kilometrelik mesafe de kimi zaman yaya olarak bazen de araçla kat edilirdi.
İşte duvar dibinde beklediğimiz o gün, köy otobüsü bir türlü gelmedi. Normalde Gılcan’dan sabah çok erken vakit geçen otobüs, güneş iyice doğmasına rağmen ortalıkta gözükmüyordu. Asfalt kenarındaki Barak köylerinin içinde çok oyalanan köy otobüsleri, yola tâ hava karanlıkken koyulurdu oysa. Bu arada otobüs bekleyen birkaç kişi yavaştan usanmaya başlamıştık. Bir müddet sonra komşu köyden Selçuk Abi yoldan geçen arabalara işaret etmeye çalıştı. Valla bir süre sonra Selçuk Abi'nin çabası netice verdi. Hülmenli olduğunu öğrendiğimiz bir abi durup üç kişi bizi aldı Gaziantep'e gitmek üzere. Göv (mavi) bir Reno'su (Renault TS) olan Abi kadar hızlı araba kullanan birine şahit olmamıştım o güne kadar. Adamcağız, sağ olsun bizi okula yetiştirmişti ilk dersler bitmeden. Yalnız arabaya binerken heyecandan ve aceleden olsa gerek, o vakitler her köyün hemen her köşesinde olan, atık suların geçtiği ve "mırrık" denen yeşilimsi çamur birikintisine basmıştım fark etmeden. Ortaokula yetişene kadar ayakkabımdaki mırrık çamuru kurumuştu fakat okulda bizim civar köylerden bir kızın:

Fotoğraf: Nihal Kadıoğlu
Fotoğraf: Nihal Kadıoğlu
-"Ne o, mırrığa mı bastın!" şeklindeki dokundurmasını şu fotoğraflardaki mırrıkları görünce bir daha hatırladım. Velhâsıl, köylerde fena şeyler de olmadı değil geçen yıllarda, en azından her köyde kanalizasyon var artık ve mırrıklar yok oldu. 

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...