24 Ağustos 2017

Barak'ın Ağır Halay Havaları

Barak oyunlarının en ayırt edici, farklı ve güzel yanı, bence, tıpkı içli ve yanık uzun hava türküleri gibi, özellikle eski adamların başını çektiği ağır ilerleyen uzun halaylarıdır. Halay başında, elinde sallanan bir mendil veya yağlık (başa sarılan uzun ve geniş örtü) ile iyi bir oyun bilen olur ve halayı bütünüyle o yönlendirir. Halay çok hareketli olmaz, genelde çoğu davetli katılır, upuzun olur, ağır aksak ilerler, halaydakiler baştaki oyuncunun oyununu hem seyreder hem de eşlik eder. Bazen halay başı veya halaydan biri türkü de söyler. İşte bu ağır halay havalarından örnekler:
   

23 Ağustos 2017

Barak'ın Sözlü Aktarım Geleneği

İster türkü olsun, ister şiir, ister mesel, isterse tarihçe, bugün Barak Kültürü adına ne varsa bunların hemen hepsi sözlü aktarım geleneğinin bir eseridir. İyi tarafı bazı bilgi ve değerlerin günümüze kadar aktarılabilmiş olması, ancak bu aktarımın doğası gereği eksik ve hatalı yanları da olabilir ve muhtemelen olmuştur da. Eskinin eğitim ve maddi olanaklarını düşününce, insan daha fazla bir beklentiye giremiyor maalesef. Fakat umarım artık teknolojinin de katkısı ile bu sözlü aktarım geleneğini aşan eserler ortaya çıkar ve artar. Yine de her şeye karşın bugün elimizde olanlar ve kalanlar sözlü aktarıma dayalı bu kayıtlardır:

'Kanatlı': "... İşte alıştık (öğrendik) bunları, Hafız rahmatlık söyledi, Sâdin rahmatlık, alıştık..."

İşte tüm o Barak Türküleri ve ezgileri, her şeye rağmen özellikle Barak odalarında yüzyıllardır dilden dile, nesilden nesile bu şekilde aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

21 Ağustos 2017

"Bizim hayatlarımız çok güzel geçti!"

Bu yaz, boz (yarı olgun-baklavalık) antep fıstığı zamanı köyde, ağabeyimin fıstık işleme tesisinde yine güzel hasbihâllerim oldu gelenlerle. Elbette temel gündem maddemiz yine eskilerdi. Artık yenilerle çok fazla muhatap olduğumuz için mi, yoksa yenileri çok bildiğimiz için mi böyle oluyor, bilmiyorum! Neyse, bizim komşu Gılcan (Alaçalı) köyünden Cuma Göğebakan (Tabbaş Cuma) emmi ile bir ara muhabbetimiz koyulaştı ve telefona eskilerden birkaç anekdotu kaydettim.

Seydimen'in asıl kurucusu olan dedemin babası Hüfney (Hanifi) Ağa'nın tahminlerime göre yaşam aralığı 1860-1925 yılları olmalı. İşte Cuma emmi, onun bazı merhum oğulları (emmi dedikleri oğulları oluyor) ve merhum torunları (ismen hitap ettikleri torunları oluyor) ile olan çocukluk ve gençlik anılarını böyle anlattı:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...