28 Ekim 2015

Döşek

1970'li yılların ortası, Anam, Mahmut Ağabeyim ile birlikte,
yün döşeklerini elden geçiriyor yine... 
Eskiden hazır yatak mı vardı! Yün döşekler olurdu, gerçi hâlâ kullanılır, Anam İstanbul'a, bize de gönderdi, halis yün ve kumaştan özenle hazırladığı bir döşeği mesela, sağ olsun. Döşeksiz olmazmış, öyle diyor. Bir kenarda durur, ihtiyaç olursa kullanılırmış.

Tıpkı kerpiç evler gibi döşek de sürekli bakım isteyen bir şey. Periyodik olarak döşeğin dış yüzeyini oluşturan yumuşak ve renkli desenli kumaş ile onun altındaki sert beyaz astar sökülür. Döşeğin içindeki yünün yıkanıp, kurutulup, çırpılıp ve tekrar o sert beyaz astarın içinde itinalı bir şekilde doldurulup dikilmesi gerekir. Yoksa döşeğin içindeki yün, hem yumuşaklığını kaybedip, topaklaşıp sertleşebilir, hem de nem vesaire dışsal faktörler yüzünden kokabilir. Kısacası, yer yataklarının en önemli unsuru olan döşek sahibi olmak bir hayli zahmetli bir iştir aslında.

İşte bu eski fotoğrafta da, Anam döşeklerini yine elden geçirmiş, artık o sert beyaz astarların dikilmesi kalmış yalnızca. Bu fotoğraf da bir dolu ince detay barındırıyor yine. Hemen yanlarında pencerenin ucu ve bir kısım duvarı gözüken yapı o 'uğurlu kerpiç evimiz'. 'Eski ev'in hemen batısına anam küçük bir pin (kümes) yapmış tavukları için, belli. Zaten resimde hemen arkalarındaki mazman (erkek hindi) da adeta göz ucuyla fotoğrafı çekeni süzmüş poz verir gibi. Fotoğrafın sol tarafında, küplüğümüzün gölgesi döşeklerden birinin üstüne düşmüş neredeyse.

Arkadaki o tekten kerpiç bina, içinde yakacak kesmik ve sair malzemeler ile su ısıtıp ekmek ve yemek yapmaya yarayan ocakları barındıran Solmaz yengenin ocaklığı. Ocaklığın damında küçük bir kubbeyi andıran baca hemen dikkati çekiyor. Giriş kapısının yanlarında direklere asılı duran elek ve saratlar ise hazır kıta kullanılmayı bekliyor sanki. Muhtemelen su stoklamak için kullanılan demir bir varil de yan yatırılmış bu ocaklığın hemen yanında.

Arkada bir kısmı gözüken kerpiç yapılar ise, Agâh emmilerin ahır ve kümesleri. Fotoğrafın en arkasında 'Kürep Dağı'nın silüeti de belirmiş. Yalnız ortalıkta hiç ağaç yok, ne antepfıstığı, ne de başka bir şey o zamanlar. Barak Ovası, çorak ve hafif engebeli bir düzlük olarak yansımış fotoğrafa. Şimdi buralar hep ağaç oldu, ama..!

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Barakeli'nde Bir Köy, Seydimen, Hatıralar ve Hikâyeler

"Memleket ve çocukluk, insan hangi yaşa gelirse gelsin ve ne kadar çok mekân değiştirirse değiştirsin, hep yanında taşıdığı şeylerdend...